Stichpunkte zum schwierigen potentiellen Artikel "Teşkilat-ı Mahsusa"

Die Teşkilat-ı Mahsusa (osmanisches Türkisch für Spezialorganisation) war eine Geheimorganisation im Osmanischen Reich.


Stichpunkte aus Cemal Kutay Birinci Dünya Harbinde Teşkilat-ı Mahsusa ve Hayber'de Türk Cengi (1962):

  • S.7: Balkan Harbinin o feci neticeleriyle, bütün Rumeli elimizden cikmistir. Edirnenin hudutlarimiz icinde kalabilmesi de, ferdi cesaret ve fedakarliklarla, talih ve kaderin pek müstesna lütuflarindan olmustur. Yoksa Kamil Pasa hükümeti, Ingiliz Kabinesinin israrli telkinleri ve Rus baskisinin zoruyla, Osmanli devletinin ikinci payitahtini da Bulgarlara terkeden protokolü imzalamistir bile.. Nihayet, Balkanli müttefikler arasinda cikan anlasmazlik, Sirp ve Yunan ordularinin Bulgaristana taarruzu ile ortaya cikan firsattan faydalanmasini bilen bir avuc ümidini kaybetmemis genc kadronun ileri firlayisi ile Edirne, hemen hemen, Bab-i Ali'nin rizasi disinda ele gecirilmistir. Hatta daha da ileri gidilmis, Garbi Trakyada dünya yüzündeki ilk Türk Cumhuriyeti de kurulmustur.
  • S.8/9: das Reich steckt vor dem Weltkrieg in einer tiefen Krise: Militärs veraltet, können mit modernen Waffen nicht umgehen, in den Balkankriegen sehr viele Waffen und Ressourcen verloren, Schulden sehr hoch, Regierung kann nicht mal ihre Zinsen bezahlen, Löhne werden durch Kredite von der Duyun-i Umumiye/Genel Borclar gezahlt, die ständigen Separationskämpfe der verschiedenen Völker, die von England-Frankreich-Russland und Deutschland unterstützt werden
  • S. 10: Dini inanclari ne olursa olsun, Türk olmayan irklar ve milletlerin israrla takib ettikleri müstakillesme hareketi, Bab-i Ali'yi, muhtelif ve bünye itibariyle birbirinden cok farkli siyaset takibine mecbur etmektedir: Bütün Dünya Müslümanlarini bir araya getirerek, Istanbuldaki makam-i hilafetin cevresine toplamak idealini güden Ittihad-i Islam hareketi, Türk Ana-Vatanina yönelmis olan Pan-Türkizm (Turancilik) cereyani, Din ve milliyeti ne olursa olsun, o anda Imparatorluk hudutlari icinde yasiyan bütün unsurlarin birliginden dogan Ittihad-i Anasir siyaseti.
  • S. 11: Enver Pascha erklärt Esref Kuscubasi (23.2.1914), was er von ihm erwartet und warum (es wird zu einem Weltkrieg kommen, uns werden sie dann niemals in Ruhe lassen, England und Frankreich werden die Durchfahrt durch den Bosporus verlangen um Russland helfen zu können, wenn die Russen einmal Istanbul betreten haben wird es unmöglich sein sie aus Istanbul wieder hinauszuschmeißen, das wäre das Ende des Reichs, unsere Bemühungen mit England und Frankreich zu koalieren ergeben keine Früchte, vermutlich werden wir mit Deutschland koalieren, in diesem Fall müssen sie mit ihrer Teskilat dafür sorgen dass die gesamte islamische und türkische Welt auf unsere Seite gezogen wird, genau das erwarte ich von ihrer Teskilat-i mahsusa)
  • S. 17f. Hazirlanan Büyük Plan: Hükümetin harici istihbarati hemen hemen yok gibi idi. Hariciyenin bir cok ve en ehemmiyetli servislerinde, yine Türk olmiyan unsurlar calisiyordu. Daha sonraki hadisat, bunlar arasinda nice nice hainler ve satilmislar oldugunu ortaya koymustu. Bu seneler icinde Teskilat-i Mahsusa'nin, münhasiran gizli istihbarat ile degil, haricte ve hatta Osmanli devletinin hudtulari icinde kalan, fakat merkeze baglilik ve sadakatleri daima süphe uyandirmis bulunan ve Türklerden gayri irk ve milletlerin ekseriyeti teskil ettikleri yerlerde aldigi tedbirlerle, hükümetin görünürdeki kuvvetlerinin ve asayis teskilatinin katiyyen basaramiyacagi hizmetleri görmüs oldugu muhakkaktir. Bunlar, cidden gizli tutuldugu icin, kabine azasinin bile mechulü idiler. Bir gün Talat Pasa (vgl. Zitation in Akcam)
  • S. 18: Simdi, tarih önünde bu sualin cevabini vereyim: Büyük bir plan hazirlamistik.. Bu plan, Osmanli devletinin asirlarin yükü ve mirasi olarak omuzlarinda tasidigi mazi miraslarinin zararini asgari hadde indirecek tedbirleri ihtiva ediyordu. Bugün düsündügüm zaman, benim de asiri cesaretli buldugum bu plan neydi?
  • vier Phasen der Teshkilat:1. Jungtürkische Revolution/Aufstand gegen Abdülhamid (S. 20) (die Organisation trägt noch nicht diesen Namen), 2. Verteidigung von Tripolis gegen Italien (1911/1912) (S. 22), 3. Rolle bei den Balkankriegen und bei Gründung der Republik Westthrakien (1913) (S. 24), 4. Rolle im Weltkrieg (Reorganisation und Neugründung der Teshkilat) (1914-1918) (S. 31)
  • S. 22: <<Sultan Hamidin ferdi ve zümrevi istibdadinin tarih devresi tamamlanmistir. Bu idare, suurlu ve kuvvetli bir baski ile yikilabilir.>> Nitekim böyle de oldu ve tarihlerimizin Ikinci Mesrutiyet adini verdikleri bu neticede, 1904 de baslamis olan mücadelemizin ve bu mücadelenin daha sonra sembollesmis adi olarak benimsedigimiz Teskilat-i mahsusa'nin hissesi cidden büyüktür.
  • S. 23: Miralay Rasim Bey (später wegen Attentatsversuch von Izmir auf M.K. erhängt) an Esref (1904): "Bu mücadeleni [Abdülhamide karsi] sahsi bir hareket olmaktan cikar. [Propaganda yap, hacca her sene ne kadar cok insan geliyor, Propaganda en güclü silah]"
  • S. 24: Trablusgarpde böyle düsünen bir avuc insandik. Bizi birbirimize bagliyan öyle kuvvetli ruhi sebebler vardi ki, bunlari resmi bir teskilatin ve hatta nizamin sinirlari icine sigdirmak asla mümkün degildi. Aramiza yeni katilanlar, cok kisa zamanda ayni manevi havanin tesiri icine giriyorlardi.
  • S. 24: Burasi (Tripolis), bedenimizden bir parcadir. Evvela kalbimizi (Istanbul) korumaliyiz. S. 25: Biz bu karara vardigimiz anda, Italyanlar, Trablusgarpi elegecirebilme yolunda hic de ümitli vaziyette degildiler
  • S. 26f.: Enverden <<Bütün kadro ile, en seri vasita ile hemen dönünüz>> haberi geldigi zaman, Edirne düsmüstü ve Bulgar kuvvetleri Catalca önlerinde idi. Istanbula harab ve bitkin eristigimiz zaman, bütün bu dertlerin üstünde, bizim Teskilat-i mahsusa adinin feci istismarina sahit olduk: Hapisanelerdeki mahkumlar, katiller, sabikalilar, serirler saliverilmis ve Tahtakale Hanlarindaki Türk tebeasi olmayan, askerlikten hic anlamayanlar da, zorla katilarak, bunlardan tahminen bes bin kisilik bir kuvvet, Halil Beyle (daha sonra Pasa ve Enverin amcasi), Yakub Cemilin kumandasinda Kalikritya-Silivri cevresinde ve Catalca hattinin sol cenahini teskil eden mahallere sevkedilmislerdi. Istanbul halki basta olarak, bütün vatan "Müdafaa-i Milliye Cemiyeti" adiyla bir de sekle baglanan bu basibozuklar icin, yüzbinlerce altun hibe etmis, ve bir milli ordu'nun kurulusu ümidine düsürülmüstü. Istanbula gelisimizle beraber [...] Enver,[...] genc erkaniharblerin ugradigi zorluklari yenmek icin ugrasiyor ve daimi ricat halinde olan Ordunun boslugunu doldurmak ümidiyle derlenmis olan <<milis>> lerin tam bir disiplin altina alinmazsa, fayda yerine büyük zararlar getirecegini müdrik kumandan olarak, Ordu karargahini ikaz etmis bulunuyordu.[...] S. 27: [Nazim Pasa,] Payitahti müdafaa ümid ve maksadiyla toplanilmis olan milis'lerden aci aci sikayet etti. Esref: "Pasam, evvela bunlara Teskilat-i mahsusa kit'alari denilmekle büyük ve tarihin kolaylikla affetmiyecegi hata islenilmistir. [...] Simdi bu güruh, karsimizdaki Bulgar ordusu kadar memleket icin tehlikelidir, ve bu tehlikeden vatani bir an önce kurtarmak icab eder." S.29: Nazim Pasa: "Bakiniz Esref Bey, kardesim. Rum köylerine saldirmislar, bir cok rezalet cikarmislar. Burada sefirler, Istanbulu donanmalarina isgal ettirmezlerse bir katliamin cikacagi tehdidi ile bizi, Edirneyi de feda ederek mütarekeye zorlarken, onlara koz veren bu tecavüze ne demeli? Rica ederim, ayaginin tozu ile su derdden vatani kurtar. Kardesin Sami Bey ve sen, bu ceteciligi temsil eden insanlarsiniz. Siz iyisini yaptiniz, biz burada kötüsünü tecrübe ettik."
  • S.57-60

Ic yüzü bugün de mechul olan "Büyük hazirlik"/Der geheime Plan

Im Einvernehmen mit Enver Pascha definiert sich die Spezialorganisation 3 Ziele:
1. Falls es zum Krieg kommt und wir am Krieg teilnehmen, werden wir davon profitieren, dass der Kalif das Oberhaupt aller Moslems in der Welt ist, so werden wir den Heiligen Krieg ausrufen. (Erfolge in Algerien, Marokko, Tunesien, Tripolis, Zentralafrika, Indien, Zentralasien)

2.Aktionen im Heimatland der Türken, Zentralasien/Turan, um das russische Zarenreich zu schwächen. (Bes Türkler macerasi) Enver Pascha auf diesem Wege gestorben

3. Osmanli Imparatorlugunu teskil eden Gayri Türk ve Gayri Müslim unsurlari, iki ayri grupta mütalaa ederek, bunlarin, iftirakci hareketlerine mani olmak, milli vahdet ve bilhassa müdafaa stratejisi namina tedbirler almak. / Die nichttürkischen und die nichtmuslimischen Elemente des Osmanischen Reichs in zwei Gruppen aufteilend betrachten, ihre separatistischen Bewegungen verhindern, Maßnahmen für die nationale Einheit und Verteidigung ergreifen.

Ki daha sonra malesef bu mesru hareketimizi, bir zulüm ve tedib sekli olarak göstermek istiyen politikacilar cikmis, tehcir ve imha tedbirlerine basvuruldugu iddia edilmis, hakikatler tahrif edilmis, hatta bu yüzden Mütareke icinde Nemrud Mustafa divan-i harbi, Bogazliyan Kaymakami Kemal ve Nusret Beyleri, birer cinayet tezahürü halinde haksiz yere idam etmis, aleyhimize bilhassa Amerika ve Ingilterede iftira ve bühtan dolu nesriyata sebebiyet verilmisti. Aslinda ise hadise, hain, nankör, asirlarca ekmegini saadet ve huzurla yedigi, müreffeh yasadigi, hic bir dini ve irki sebeblerle baskiya ugramiyan, tam bir mezheb ve iman serbestligine sahib, hatta bir ferdin vatanina karsi en mukaddes borcu olan askerlik hizmetinden, dolayisiyle kan vergisinden muaf tutulmus milyonlarca Gayrimüslim ve -türkün, o buhran ve ölüm-kalim günlerinde bizi arkamizdan hancerlemek denaet ve alcakligina karsi, devletin en mesru müdafaa tedbiri olarak bunlari, vatanin ic taraflarina sevketmek, amele taburlari teskil etmek tedbirinden ibaretti. Bu arada bazi fevri hadiselerin oldugu muhakkaktir ve hakikattir. Fakat bunlarin asil müsebbibi kimlerdi? / Leider tauchten später Politiker auf, die diese rechtmäßige Aktion von uns als Gräuel- oder "Erziehungsmaßnahme" lancierten und behaupteten, wir hätten Vertreibungs- und Ausrottungsmaßnahmen angewendet, Wahrheiten wurden entstellt. Das Kriegsgericht von Nemrud Mustafa hat mit dieser Begründung während der Waffenstillstandsphase sogar den Landrat von Bogazliyan Kemal und Nusret Bey ungerechterweise hingerichtet. insbesondere in Amerika und in England waren die Medien voller Verleumdungen gegen uns. Die Wahrheit über die Ereignisse war, dass Millionen Nichtmuslime und Nichttürken, die sich gegen das Land erhoben, dessen Brot sie jahrehundertelang gegessen hatten, in dem sie jahrhundertelang in Glück lebten, indem es überhaupt keine religiös oder rassisch bedingte Unterdrückung gab, in dem sie richtige Konfessions- und Religionsfreiheit hatten, in dem sie sogar vom Militärdienst also der "Blutsteuer" freigestellt waren, nun uns in unseren kritischsten Zeiten uns von hinten angriffen. Der Staat hat sein natürlichstes Recht auf Verteidigungsmaßnahme angewendet und diese in das Innere des Landes umgesiedelt und aus ihnen Arbeitsbataillone formiert. Dass es dabei zu Gräueltaten gekommen ist, ist wahrscheinlich und wahr. Aber wer war deren wirklicher Täter?


Stichpunkte aus Philipp Stoddard The Ottoman Government and the Arabs, 1911 to 1918: A Study of the Teskilat-i Mahsusa (1963):

Stichpunkte aus Vahakn Dadrian The Role of the Special Organization during the First World War in Minorities in Wartime: National and Racial Groupings in Europe, North America and Australia during the Two World Wars (1993):

Stichpunkte aus Guenter Lewy The Armenian Massacres in Ottoman Turkey: A Disputed Genocide (2005):

Artikel zum Thema: